Kainatın sırlarını yaşayarak keşfedip, insanlığın yolunu aydınlatan alimler, bilginler ile kainatın ilk misafirleriyle iletişime geçip bir takım sırlara erişenler aynı kefeye konmaz.
Kainatın sırlarına erişen bir alim, beden, ruh, akıl, gönül hakkında kat kat ileri bilgilere ulaşır. Ama bu bilgileri, insanları yönetecek şekilde kitlelete empoze etmez. Eserleri ile, kendimizi keşfetmemizi sağlayıp bununla birlikte yolculuğumuzu da keşfetmemize yardımcı olurlar.
Yani kainatın sırrına sadece iblis ve onun dünya temsilcileri sahip değil. Sahip oldukları bu ilmi insanları, tek tip ve tehdit oluşturmayan, kolayca yönetilebilen kitleler oluşturmak için kullanırlar. Onların yolunu izleyenler, insanlığı kölesi kendilerini de tanrı yapmaya kalkanlardır.
Hakkettiğimiz yaşamın elimizden alınması kabul edilemez. Özgürlüğümüz, kendimizi yaşayabilmemiz demektir.
Art niyetli düzen ise tam zıttı bir yaşam sürmemizi ister. Bunu istemesinin sebebi de kendi hakimiyetinin devamını sağlamaktır. Bunun için güce ihtiyacı vardır.
Gücünü, servetle elde edeblir. Büyük serveti ise kendi kasasında taşır. Şahıslara karşılığında değersiz kağıtlar verir ki herkes ona mahkum olsun ve kimse onun kontrolü dışında hareket edemesin.
Art niyetli düzenin kölelerinin, köle olduklarını bilmemesinin sebebi ise tüm bunların onlara öğreti, inanç ve felsefe olarak dayatılmasından ötürüdür.
Servetinin daimi olmasını da akılları kontrol ederek sağlayabilir. Bu sayede, kölelikle sistemine hizmet ettirebilir.
Efendi ve köle algısını her şeyde karşımıza çıkarır. Buna ihtiyacı vardır. Aracı olarak da kendi baskısı altında bulundurduğu kimseleri kullanır.
Şeytani kültürün temsilcileri özellikle Amerika ile projektör gibi tüm dünyaya bu kültürü yani istenilen yaşam tarzını yansıtıyorlar. İnsanları oyalayıp bir yandan yok ederken menfaatlerini gerçekleştiriyorlar.
PARA nedir?
Art niyetli düzende, para ile aklın satın alınmasına şahit oluyoruz. Mal varlıkları, teminatları ve gizli inançları, akılarını şekillendiren motiveleridir.
Art niyetli düzen, sahip olduğu ilmi kendi çıkarına kullanır. Tanrıları paradır. Altın elementi, latince aurum ışıldayan/parlayandır. Altın güneş rengindedir. Güneş, tanrıyı temsil eder. Piramitin tepesi saf altındır. Tanrı olmak yolunda ilerlemek ona sahip olmayı gerektirir. Düzeni sürdürmek için de servete ihtiyaç vardır. Bu düzen art niyetli düzen yani batıl düzen. Çıkarlarını düşünenlerin düzeni. Hakkı, adaleti yaşatan bir düzen değil.
Dünyadaki her şey sahibine göre şekil alır. Hak düzen ile art niyetli düzen gibi. İkisi birbirinin tam tersidir. Servet, hak düzendeyken herkese hizmet için kullanılırken, art niyetli düzendeyken kendi inançlarını hakim kılmakta kullanılır.
KÖLELİK sistemi;
Amerikan doları.
Yedi İsrail bankasının bir araya gelerek çıkarttığı, Amerika’nın kira ile kullandığı amerikan doları, siyonizmin parasıdır. Tamamen gizli inancın sembollerini içeriyor.
Dünya bankası, II. Dünya Savaşı sonrası Amerika Birleşik Devletleri’nde kalkınma ve yeniden yapılanma için kuruldu. Daha sonra da küresel yoksulluğun azalması için çalışmalar yaptığı söyleniyor.
Söyledikleri gibi niyetleri kalkındırmak değildir ne yazık ki. Bütün dünya ülkelerine, IMF ve ülkelerin Merkez Bankaları aracılığıyla borç verip, faiziyle geri ödenmesini talep ederek tuzağına düşürmektedir. Ne kadar miktarda paraya sahip olduklarını belirten dolar, tahvil ve rezerv gibi kağıtları insanlara vererek, asıl parayı kendi kasalarına aktarıp insanları tutsak edip, sömürmektedirler.
Amerika Birleşik Devletleri tarihindeki ilk Başkan Yardımcısı ve 2. Başkanı John Adams, durumu kısaca izah etmiş;
"Bir milleti fethetmenin ve köleleştirmenin iki yolu vardır. Birisi kılıçla yapılır. Diğeri ona borç vermektir. There are two ways to conquer and enslave a nation. One is by the sword. The other is debt.”
Federal Reserv(Fed) ise, Amerikan Doları basımı ve dağıtımı yetkisine sahiptir. ABD’nin merkez bankasıdır fakat devlete ait değil, özel bir bankadır ve devletin hazinesine borç verir. Verdiği borcu faiziyle geri alır, evet.
II aşk, gizli inanç, akıl.
Siyasetle alakası olmayan bir insan dünya siyasetini anlatıyor. Art niyetli düzen kölelerini sözcüsü ve elçisi olarak kullanıyor.
Gizli inancın kitabı kabaladır. Öğretileri birer akıl kontrolüdür. Sembolizmle öğretilerini aktarır. Öğretilerin aktarıldığı en büyük kanal medyadır ve bu şekilde gizli inancın kültürünü oluşturmuşlardır.
Art niyetli düzende, iblise övgü ile şarkı söyleyenler ve insanları onun cennetine davet eden kimseler iblisi tanrı kabul edenlerdir. Sektörde adı dillerden düşmeyenler de onun peygamberleridir. İblis, Allah’ı taklit etmeye çalışarak, insanları yetiştirip tam tersi yola teşvik eder.
Jessie J, price tag.
"Bu parayla ilgili değil. Paraya ihtiyacımız yok. Sadece dünyayı dans ettirmek istiyoruz. Etiket fiyatını unut."
Parayla ilgili değil çünkü akıl kontrolüyle ve onun vasıtasıyla gizli inançla eğitilen nesillerle ilgili. Klipte birçok sembolizmle birlikte bir de kukla gibi yönetildiği gösterilmiş. Kişisel kararlarıyla değil hükmüne girdiği sistem olan art niyetli düzen tarafından yönlendiriliyor.
Bu kadar büyük bir servetin önlerine serilmesinin sebebi ise o serveti hak ettiklerinden değil, akılları kontrolüne alacaklarındandır.
Sam Smith, money on my mind.
"Aklımda para yok. Bunu aşk için yapıyorum."
Aşk, öğretilerle yani akıl kontrolü ile oluşturulan inanç ve düzendir.
Şapkası, gösterisi ve gözleri ile dikkat çeken adam, art niyetli düzeni kuran şeytanı temsil ediyor.
Sam, söylediğine göre parayla değil, inancıyla bu düzende var olmaya razı.
Florence + The Machine, spectrum.
"Buraya ilk geldiğimizde soğuk ve nettik. Tenimizde renk yoktu. Işıktık ve kağıt inceliğindeydik , ta ki renk tayfını içeri alana dek. Adımı söyle ve bütün renkler aydınlansın. Parlıyoruz ve bir daha asla korkmayacağız."
Bu ilmi art niyetli kimselerden öğrendiğinden sonuçları da art niyeti doğurur. Magazinciler gibi eksik bilgi vererek insanları köleleştirmek için Allah’ın ilmini kullanırlar ama bu ilmin kaynağını yanlış adreste gösterirler.
Öğretilerle şekillendirilen bir akıl ve onunla aynı yöne giden binlerce akıl.
III paranın satın aldığı cinsel tatminler, seks, uyuşturucu.
Dünyadaki cennet. Cennet, saklı olan bir yerdir. Tanrının evi olarak da bilinir.
Tanrı rolünü üslenip, haktan ümidini kesen ve dünya mekanının en uzun misafirlerinden olan insana düşmanlığından cennetten kovulmuş iblis, “cennet”ini dünyamızda kurdu. Tabi bu cenneti kurarken Cenab-ı Allah’ın yarattığı nimetlerden yararlandı. Çünkü o Allah’ın yarattığı bir kul ve yaratıcı özelliği yok. Elinde hangi malzeme varsa onu allayıp pullayıp sunabiliyor ancak. Kurtuluş yolunun tam tersine giden bir düzen kurarak insanları davet etti ve hala ediyor.
Cennetine girenleri ve kendini teşhir edenleri, fedakarlıkları kadar mükafatlandırıyor. Bu mükafat kişinin ölümüne kadar geçerli. Ki her fedakarlık da ödüllendirilmiyor. Ona iman edip ve kulluk yapıp ödüllendirilenler de sadece bu dünyadan nasiplerini alacaklar.
Ödüllendirilenlerin, bu durumu özendirmek ve davet amaçlı yaptıkları işler;
Rihanna, pour it up.
"Tek gördüğüm işaretler, tek gördüğüm dolar işaretleri…aklımda para var, para, aklımda para var.”
"All I see is signs, all I see is dollar signs… money on my mind, money, money on my mind.”
Üzerinde yakut, zümrüt, pırlantadan takılar var. Mücevheratla,
para ve altınla ödüllendirilmiş. Sarı peruk (marilyn monroe), siyah parlak deri eldivenleri ve file kıyafeti ile Rihanna’nın seks kölesi kedi kadın karakteri.
Magazin ve medya ile yansıtılana bakarsak Rihanna her şeye sahip biri. Aslında yaptığı her hareket ve iş onun hayatında kendi kararlarını almadığını kanıtlıyor. Hepsi onun çıkması gereken bir basamak, hiçbir şey onun insiyatifinde değil. Onu motive eden inanç, para ve kaliteli bir yaşam. Şarkısında söylediği gibi; “Hepsine ihtiyacım var; para, şöhret, arabalar, kıyafetler.” Rihanna, hard. Yine de daha fazlasını istiyor çünkü gerçekten ruhundan, bedeninden ve karakterinden vazgeçti.
Klipte kadının baskın gücü gibi yansıtılmaya çalışılsa da aslında işlenen “efendi ve köle” ilişkisidir. Sunum ve karşılığı. Tam tersi erkek köleler de kendini efendisi gördüğü para karşılığında talep edene teslim ediyor.
Florence + The Machine, spectrum.
Değerli taşlarla ve altınlarla bezenmiş, ödüllendirilmiş köleler.
Florence’ın tek gözünü kapattığı kolundaki bvlgari marka saat, onun servetine sahip olmayan normal ailenin bir yıllık gelirinin çok üstünde bir değerde. Bir yerde aç ve çaresiz bırakılan insanlar, bir yerde servetinin kaynağını anlatan sistemin insanlıktan çıkan köleleri.
Chris Brown, look at me now.
"Klübün dışından nasıl nefret edebiliyorsun. Daha içeri bile giremiyorsun."
Sözleriyle, nefret edilecek bir şey var mı diye içeriyi merak ediyoruz. Bu küçümser tavırla yaptığı bir davet aslında. Chris, kafeste maske takar halde tutsak.
Çocuksu ve masum tarafını yansıtan karakteri. Ağzındaki lolipop ile kandırıldığı ve istismar edildiği anlatılıyor.
"girls, girls, girls" yazısı ile cinselliğin sunulduğu anlatılıyor.
"Sarı Lamborghini" ona sunulan sahip olduğu servetin göstergelerinden biri.
Özendiriyor, her şeyi altından. “şimdi bana bak, ah para kazanıyorum”
"dead end, çıkmaz" yani sonu belli. Kapana kısılmış ve yapması gerekeni yapmakla yükümlü. Art niyetli düzene giren çıkamaz. Çıkışı ölümle olur.
"şimdi bana bak" derken gözlerine dikkat çekiyor. Lil Wayne’nin de tek gözünde kırmızı nokta var. Farklı göz renkleri, farklı karakterlere sahip olduğunu yansıtır. Görmediğimiz, aklının bölünmüş olan tarafını gösteriyor. Bu sebeple ona sahip olup, onu yöneten ruha işaret ediyor.
Drake, headlines.
"Diyorum ki para her şeyden önce gelir, aklımda para var.”
Ciara ve Nicki Minaj, i’m out.
Saçlarıyla tek gözü örtülü Ciara, paralarını izleyicinin yüzüne fırlatıyor. Servetini sergiliyor adeta.
Ciara da dünyanın şeytan tarafından tasarlanan cennetinde.
Dolar desenli kıyafeti ve parti topluluğu.
Britney Spears, Work Bitch.
Britney etrafı köpek balığı türünden olan çekiç balıkları ile çevrili. Yani tehlikeyle burun buruna yaşıyor. Bunun için, ona sürekli ilerlemesi gerektiği benimsetiliyor. Aksi takdirde yok olmakla tehdit ediliyor.
Art niyetli düzen, kitleleri yönlendirmesi için Britney’i yükselttiği gibi yok da edebilir. Çünkü görevi için bu seviyede.
Sektörde hep “efendi ve köle” ilişkisi mevcut.
"Ateşli bir vücut mu istiyorsun? Bir Bugatti mi istiyorsun? Bir Maserati mi istiyorsun? Çalışsan iyi edersin orospu? Lamborghini mi istiyorsun? Martini yudumlamak? Büyük bir konakta yaşamak? Fransa’da parti yapmak? Çalışsan iyi edersin orospu. Yürü hadi çalışmaya orospu."
Britney tüm bunlara çalışarak yani argo olmayan tabirle anlatmam gerekirse kadınlığını kullanarak kendinden ödün vererek hatta kendinden vazgeçerek sahip oldu. Yani aslında sahip olduğu paranın kölesi oldu.
Üzerinde durduğu ters üçgen dişilliğini simgeliyor.
Beta programıyla cinsel köle olan Britney yükseldikçe, yetişen yeni kurbanlar da onun kölesi oluyor. Alt kademedeki kölelerin ipleri Britney’de ise Britney’nin ipleri de ondan üst kademedekilerin elinde.
Britney elindeki cansız manken ile art niyetli düzendeki yolunda ilerliyor. Hem itaat ediyor yaptığı işlerle hem de köle yetiştiyor. Kitleleri itaate teşvik ediyor.
Gözleri bağlı cansız mankenler patlatılıyor. “Güçsüz ve zayıf olup ilerlemeyenlerin sonu yok olmaktır” itaatiyle oluşturulan kölelerin sarsılması işleniyor ve emrediyor; “göster kendini, göster kendini, göster kendini, göster kendini!” sahip olduklarını yani vücudunla neler yaptığını göster ve akıl kontrolüyle öğretileni dışavur.
Şehvetle ve para ile cezbedilip yönetilen akıllar;
"kadın(pussy), para, ot, kodein" Lil Wayne, love me.
"kadın(pussy), para, ot" Asap Rocky, pussy money weed.
"I said everything is purple" Asap Rocky, purple swag.
Kafası bulanık olan bir köle ona ne söylenirse onu yapar.
Bu liste böyle uzar gider. Çıkarılacak esas anlam ise menfaat uğruna heba mı edilmeye ve etkisiz hale getirilmeye mi çalışılıyoruz? Art niyetli düzen tarafından evet. Onlar düşünmemizi istemiyorlar sadece sunulanı almamızı istiyorlar.
Kendimizin izinsiz inşasına izin vermemek için art niyetli düzenin kafamızın içine girmesini engellemeliyiz. Kendimizi keşfetmeli ve kendi sesimizi duymalıyız ki yönetilmeye ihtiyacımız olmadığını duyuralım. En önemlisi, ilmimizle özgürce kendi zirvemizi yaşayalım.
