’MinorityReport0’ adı altında yapılan çalışmalar, her şeyi amaçsız zannedenlerin bilinçlenmesi için birer örnektir.

17 Şubat 2014 Pazartesi

Nereye Vardık, Varıyoruz, Varacağız.

Doğumumuzla birlikte, içinde bulunduğumuz ortamı keşfetmeye başlarız. Büyüdükçe etrafımızda olup bitenlerle şekilleniriz. Kimse bunu seçemez ama kimimiz düşünürüz; “neden böyle?, neden böyleyim?, neden burdayım?, ne yapmam gerek?” diye. İşte tam da bu noktada bir rehber ve örnek ararız. Başlangıçta hepimiz şahsımıza münasırız. Gerçek ile toplumun benimsediği ve kabul görüleni mi tercih edeceğimiz konusunda arada kalırız. Karakterimiz oturana kadar bu çelişkiyi yaşarız. Bu karakter bazen 16 yaşında oturur, bazen 70, bazen hiç oturmaz. Bir de farkında olmadığımız bir yönlendirmeyle karşı karşıya kaldığımızdan dolayı gerçekten mücadele etmemiz gerekir. Bunun için farkındalık gerekir.

Art niyetli düzenin farkındaysan düzenin etkisini üzerinden atman için ilk önce kendini bilmen gerekir. Kendin için savaşman gerekir. Çünkü asıl önemli olan sensin. Sonsuz yolculuğun, keşfedilmeyi bekleyen, sonsuz bilinmezlikleriyle dolu yolcususun. Kendini tanıman, keşfetmen için buradasın.

Peki neden Marilyn Monroe, Che, Abraham Lincoln, karma, yoga, “hızlı yaşa, genç öl”, “hayat bir partidir” vesaire vesaire. Bitmeyen bir liste. Bir kasırga oluşturularak bize sunulan bu içi zehir dolu pasta da neyin nesi?

Öldüğü halde hala daha üzerinden para kazanılan Marilyn Monroe’dan çekiciliği, Ernesto Che Guevara’dan devrimi , Abraham Lincoln’den özgürlüğü mü öğreneceğiz? Elbette herkesten öğrenilecek bir şey vardır eğer art niyetli düzenin domino taşı değilse.

Senin neleri seçmeye hakkın var biliyor musun? Düşüncelerini, hareketlerini, adımlarını, dünyanı. Dünya harabeye dönse bile senin dünyanda hala güneş doğuyorsa gerçektesin demektir. Orayı sen izin vermedikçe kimse işgal edemez.

_

Dünya, Gündüz, NASA.
Dünyanın başlangıcından bu yana varolan ve anlatılan bir şeyler var. Sen ve ben bu gündeyiz. Bir şeyler öğrendikçe bu dünyayı tanırız ve tanımlarız. Dünya hep aynıdır ve gerçekliğini keşfetmemizi bekler. Tek bir yol var ve o asıl olanı taklit edip yolu kesen ilüzyon yollar.

Liderler, örnek şahıslar, cemiyetler, cemaatler, inançsızlar ve inanç sahipleri, etiketler. Benzersiz olmak ile benzer olmanın farkını keşfetmek gerek öyleyse. Ve biz hangi yoldayız. Rehber ve yol göstericiye ihtiyacımız var çünkü yürümemiz için bu yola ışık tutulması gerek. Olmasaydı aklımız ve ahlakımız devreye girerdi ve hakettiğimiz sona ulaşırmıydık. Kusursuz bir düzene şahitiz. Bunu farketmemiz için hangi noktada olduğumuzu bilmemiz gerekli.

Apaçık ve gizli olanlar ile deneyimle bir yere varmamız gerekir. Apaçık olanı bilmeden gizli olana gidebilir misin? Gizli olanı, apaçık olanı öğrenmeden öğrenirsen ne kadar özgür olabilirsin? Her iki tarafın da kapısından hangi sırayla girersen gir sadece bir yere ulaşman gerekir. Tek olana, gerçeğe. Yoksa sadece kapıları açarsın, görürsün uygulayamazsın ya da şuursuz uygular göremezsin.

Birileri öğrenirken kendince tanımlamış ve bazıları bu yolu bir hayli dağıtmış. Kimileri bu yolu insanları feraha çıkarmak için bildiklerini paylaşmak için kullanmış, kimileri de inançları uğruna tek tip, tehdit oluşturmayan insanları oluşturmak için kullanmış.

Evrende haberdar olduğumuz ve olmadıklarımızlayız. İlk önce işe kendimizi tanımakla başlarsak epey bir yol katederiz. Ruhumuzun, bedenimizin sahibi kim, zihnimiz, algımız nelerle dolu. Asıl görmemiz gerekeni görmek için çabalamamız gerek. Bunun için bilginin peşine düşmeliyiz, sadece bize sunulanla yetinmemeliyiz.

Her şey bakışımızda, algımızda gizli. Çabamızla ilgili.