’MinorityReport0’ adı altında yapılan çalışmalar, her şeyi amaçsız zannedenlerin bilinçlenmesi için birer örnektir.

15 Temmuz 2014 Salı

Dünyanın Meselesi Ne?

Google, dünya kupası ile ilgili 63 doodle ile bize futbolun, dünyadaki yıkımlardan ve masum insanların ölümünden daha mühim olduğunu gösterdi.




Dünyanın dışındakilerin de futbolu takip ettiği gösteriliyor. Yani dünyanın dışında gösterilenler hiç de dışta değil. Neden futbol bu kadar önemli? Dünya çapında tesir oluşturan bir unsur olduğundan ötürü olabilir mi? Google, bize dünyanın meselesinin "futbol" olduğunu zorla kabul ettiriyor.




Samsung Galaxy 11 reklamlarında kullanılan "kazanan dünyayı alır" ve "futbol gezegeni kurtaracak" sloganları ile futbolun dünya üzerinde ne denli etkili olduğunu anlatıyor. Art niyetli düzenin kurucularının öngörüsü ile hizmetkarları futbolu, sirkin cambazı olarak ele geçirme, yıkım ve ölüm olaylarını örtbas etmek için kullanıyorlar.

İtalya, Torino Juventus stadyumundaki karşılaşmada kazanan dünyayı alacak.




Dünyamız iblisin avuçlarında.




Siyah başlıklı, cübbeli adamların üzerindeki üç hilal ☣ biyolojik tehlike olarak kullanılır ve bu sembol okült-gizli çevrelerce de aynı anlamda kullanılır. Yani göremediğimiz bir tehlike mevcut. İblis ve ordusu.




Reklama göre, başarısını kanıtlama imkanı bulmuş Rooney, Casillas, Ronaldo ve Messi gibi futbolculardan oluşan takım, uzaylılara karşı dünyayı futbolla savunuyor.




İnsanlar ile iblisin ordusunun karşılaşması.

Samsung markasının sahipleri de dünyanın meselesinin “futbol” olduğuyla hem fikir. Art niyetli düzenin hizmetkarları kendilerini ele veriyorlar.




Rol model gösterilen, gözden düşmeyen futbolcular da akıl kontrolünden elbette nasibini almaktadırlar. Yeteneklerini tamamen ve üst seviyelerde sergilemeleri için onlar da Dorothy gibi ayakkabılarını yani kramponlarını giyip altın tuğlalı yoldan gidiyor ve Alice gibi kurabiyelerini yeyip boylarının yetmediği kapılardan giriyorlar.

Peki aslında dünyanın meselesi ne?

İnsanın insanı katletmesi. İnsanca muameleyi esirgemesi. Bölüp parçalaması. Aşağılık planı için aşağılıkça davranması işte dünyanın meselesi bu.

En azından dıştan insan suretinde olan dünyanın her yerine dağılmış bu ordunun komutanı iblistir. Dünyadaki komut alan liderler ise siyonistlerdir.

İnsan haklarının çiğnenmediği, yaşanabilir ve barışın hakim olduğu bir dünya için art niyetli düzenin ordusunun imhası gerekli. Bunun için bilinci açık, akıllı, kültürlü ve üretebilen, orijinalliğini yitirmemiş insanların bir araya gelmesi şart.




Türkiye'nin içinde ve yakınlarında seyreden olaylar dünyaya şekil vermekte.

Art niyetli düzenin yani siyonistlerin belirlenmiş bir yol haritası var ve senelerce bu yolda ilerlerken hizmetkarlar edindiler.

Kimileri güce sahip olamadıklarında güçlünün yanında yer alırlar. Siyonistlerin taktiği gibi Batıl'ı içten yıkma işine girenler ne yazık ki günümüzde başarılı olamadılar. Bu, başarılı olamayacakları anlamına gelmez. Ama biz panzehirle bu zehri tedavi etmeliyiz. Onları etkisiz hale getirmeliyiz.

Asıl anlatmak istediğim siyonistlerin ve masonların aldıkları kararla ülkemiz şekil alıyorsa buna dur demeliyiz. Peki nasıl?

Meclistekiler bizi mi temsil ediyor yoksa onlara biçilen rolleri üstlenen vekillerle ve liderlerle mi dolu? Büyük çoğunluğu evet.

Türkiye, yeni Amerika mı?

Cumhurbaşkanlığı için Erdoğan için oluşturulan sembol siyonistlerin yetiştirdiği liderlerden ABD başkanı Obama'nın sembolü ile neredeyse aynı. Çünkü gidilen yol aynı.




Dünyayı yönetip, söz hakkına sahip olduklarını sananlarla bir yola çıkmak, özgürken bileklerini kelepçelemek değil midir?

Ülkemiz her şeye sahip olduğu halde bir de herhangi bir birliğe girmeye ihtiyacı yok. Bu birlikler, inançları sebebiyle dünya hakimiyetlerini sürdürmek için oyunlarını sürdürüp sürekli planlarını güncellemekteler. Ülkemizin değil, kendi menfaatlerini gerçekleştirme yolunda hamleler yapmaktalar.

Bugün Akp hükümeti, Türk ve İslam başlığı altında birlik kurup, bir güç elde edebilecekken ve dünyaya şekil verebilecekken, Amerika ile beraber yola çıktıklarından ötürü sadece sözden ötesine geçemiyor. Sözden ötesine geçebilse bu insanlığın zaferi olur.

Vatanımızın zerresinde hak sahibi olmayıp da olduklarını iddia edenlere vatanı sunmak için vatanı süslemek ve imkan oluşturmak, bir babanın ailesi için ev yaptırıp o evi daha ailesi kullanamadan düşmanına vermesiyle eş değerdir.

Bu akp, chp, mhp meselesi değil. Durum, particilik meselesine dönüştüğünde taraf olup çatışmaktan ileri gidilemiyor maalesef. Görüş ayrılıkları elbette olacaktır. Çözüm ya da proje sunmak yerine sadece çatışmak, düşmana ihtiyaç olmadan kendi kendini imha etmektir. En az iki ortak noktamız olan insanlığımız ve vatan sevgimiz bizi bir arada tutmaya yeter.

Farklılıklarımız Zenginliğimizdir.

Vatanımızda Hepimiz İnsanca Yaşama Hakkına Sahibiz.

Türk, Kürt, Arap, Çerkes, Boşnak, Arnavut, Rum, Laz, Ermeni, Hemşin, Süryani ya da Müslüman Sünni, Alevi, Şii, Hristiyan, Yahudi ve dine mensup olmayanlar, sayamadıklarım kim olursak olalım hepimiz insanız ve aynı vatana aşığız.

Farklılıklarımız zenginliğimizken, düşmanın zulmünü ayırt edemeyip ayrılıkları öne sürerek bağımsızlık aramak, güçsüzleşmek ve kaybetmek demektir. Oyuna gelip düşmanları arzusuna ulaştırmaktır.

 Vatana ihanet ve insana zulüm etmedikten sonra hepimiz kardeşiz. Atalarımızın canları pahasına düşmana karşı birlikte savaştığı bu topraklarda kardeşçe, insanca yaşamak hepimizin hakkı. Bunu elimizden almalarına izin veremeyiz.

Güncel olarak dünya meselelerinden biri de Amerika ve İsrail'in hamleleridir.

İsrail, eğer "Kürdistan kurulursa onu ilk tanıyacak ülke biziz" diyor. Kuzey Irak Kürdistan olarak sayılıyor fakat İsrail'in kastettiği bütün topraklar, özerk bölge değil. İsrail'i ilk tanıyan ülke de Türkiye'dir. Planladıkları gibi gittiğinin imzasıdır bu.

İsrail, Filistin topraklarında yıllardır masumları katletti ve şuanda da katlediyor. Bu sebeple siyonistler, oluşturdukları Pkk'yı desteklediklerini sürekli dile getiriyorlar.

Aynı şekilde Işid, El Kaide ve CIA işbirliği ile oluşmuştur. Amerika bu kez askerlerinin bir kısmını operasyon yaptığı yerden seçti, diğer kısmını da kendi askerlerinden seçip onlara kılık değiştirterek savaş başlattı. Suriyeli ve Iraklı dışında içerisinde Kanadalı, Fransız, Alman, Rus, Amerikan olan, akılları İslam ile alakası olmayan tetik sözcüklerle ve sloganlarla yıkanmış bir örgüttür. İdeolojilerinden Selefilerden, Sünniler için "onlar Müslüman değildir" diyerek kendileri dışındakileri Müslüman olsalar dahi öldürüyorlar.




Işid'ten kaçabilen militan diyor ki;

"Orada bize İslam'ın kuralları öğretilmedi. Orada bize, kendi istedikleri İslam'ı öğrettiler.

Söyledikleri şeyler akla değil, ruha, kalbe hitap ediyor. Dinleyenler de o sözlerle heyecanlanıyor, bir coşkuya kapılıyor. İlk aşama bu. İkinci aşama ise askeri eğitim.

Işid önce girdiği yerlerde insanlara iyilikle yaklaştı. Onlara ihtiyaçları olan şeyi verdi. Çünkü bu insanlar Esad rejiminde çok acı çekmişlerdi.

Ancak insanlar tarafından kabul gördükçe, çarpıcı bir şekilde değişmeye başladılar. İyi yaklaşımları, zalimleşti, katılaştı. Ya benimlesin, ya da düşmanımsın. Arada gri bir alan bırakmadı.

Onların inançlarıyla çelişen her şey yasak ve yasak olan bir şeyi yapan herkes 'dinden dönmüş' olarak yaftalanıyor ve öldürülüyor.

Diğer ülkelerden genç insanlar getiriyorlar ve onların beynini yıkıyorlar, Işid ideolojisi ile dolduruyorlar.

Böylece kontrol ettikleri yerleri yerelden insanlarla değil, doğrudan kendi kolluk güçleriyle denetim altında tutuyorlar."

Işid, Irak'a girdiğinde kimsenin sesinin çıkamamasının sebebi Amerika ve İsrail'e olan korkularından ötürüdür. Güç, para ile elde edilir ki Amerika'nın girdiği bölgeler petrol ile dolu. Orayı asla boş bırakamaz.

"Kriz, Türkiye ve İran'a da sıçrayabilir." Eski ABD Dışişleri bakanı Hillary Clinton

Türkiye'de bayrak indirme olayının ardı sıra bu olayların patlak vermesi, olaylar öncesinde Türkiye'ye gözdağı vermek içindir . Ne olursa olsun Siyonistler gözünü bize dikmiş ne derseler onu yapmamızı istiyorlar. Bir yandan masumları öldürürken diğer yandan da arzuladıkları ülkeleri kukla gibi yönetiyorlar.

Suriye ve Irak'taki Türkmenler de zulüm içerisinde. Özellikle medyada Doğu Türkistan'da yapılan zulüme dair bir habere rastlamıyoruz. Doğu Türkistan'da, Çin hükümeti Türkleri, bebek, yetişkin ya da yaşlı demeden türlü işkence uygulayıp öldürüyor. Varlıklarını sildikleri gibi Doğu Türkistan'ın ismini de Çince Sincan olarak değiştirmiş ve haritadan ismini silmiştir.

Yanı başımızda ve etrafımızda seyreden dünyanın meselesi bunlar işte.

İyi insanlar ve kötü insanlar. Hak veya Batıl tarafında yer alan ve almak isteyen insanlar. Asıl mesele bu. İyilik ve kötülük, Hak ve Batıl dünyanın varlığından beri mevcut. Mesele, biz ömrümüz boyunca hangi tarafta mücadele vereceğiz. Dikkat etmemiz gereken en önemli mevzulardan biri, kendi kararlarımızı verip korkusuzca mı yaşayacağız yoksa istek ve arzularımıza kapılıp köle olarak mı kaybolup gideceğiz?